Günlük hayatta kullandığımız birçok elektronik aletlerin pil, akü, batarya gibi elektrik enerjisi depolamış aygıtlarla çalıştığını biliyoruz. Burada doldurulabilir piller, akü ve batarya tekrar depolanabilir kategorisine girmektedir. Ve bunu gerçekleştirebilmek için tabii ki kablo gibi çeşitli bağlantılara ihtiyaç duyarız. Bu yazımızda ise, kablosuz şarj teknolojisinden bahsedeceğiz. Peki nedir kablosuz şarj sistemleri, nasıl çalışırlar?
Kablosuz şarj sistemleri ne kadar kablosuz denilse de yoktan var edip enerji oluşturamayacakları için enerjiyi gönderecek yapının elektrik enerjisini bir yerden çekmesi gerekiyor. Yani elektrik enerjisini gönderen aygıtın bir ucu prize veya elektrik enerjisini depo etmiş bir yapıya (örneğin kapasitöre) bağlanmış olmalı. Bu aygıttan geçen elektrik akımı, Endüksiyon Bobini sayesinde Elektromanyetik İndüksiyon denilen bir manyetik alan oluşturur. Ve bu manyetik alan da şarj edilecek olan cihazımızı şarj eden enerji görevini görür. Şarj edilecek olan cihaz bu manyetik alana girdiği anda, aygıt gerilim indüklenmesine sebep olur. Bunun sonucunda aygıt içinde bir akım (endüksiyon akımı) oluşur. Bu akım ise, tekrar bobinler sayesinde elektrik enerjisine dönüştürülüyor. Burada bobinin sarım sayısı önemlidir, çünkü manyetik akımla doğru orantılıdır.
Fakat her şarj aleti manyetik alan oluşturup herhangi bir aygıtı şarj edemez. Bu teknolojide kullanılan elektronik kısmın yapısındaki değişikliklerden dolayı Şarj Standartı denilen ayrımları ortaya çıktı. Bir aygıtı şarj etmek için, şarj aleti ile aygıt aynı standartı paylaşması gerekmektedir. Ve şu an bunu destekleyen en bilindik iki standarttan bir tanesi Qi standartıdır. Wireless Power Consortium yani Kablosuz Güç Konsorsiyum (WPC) tarafından geliştirilen bu standart şu anda birçok endüstri kuruluşu tarafından uygulamada. Çin kökenli Qigong’un kısaltması olan Qi enerjisi, aynı zamanda ‘yaşam enerjisi’ anlamına geliyor.
Bir diğer popüler standart ise Power Matter Alliance (PMA) tarafından geliştirilen Powermat Standartıdır. Bu standart Qi Standardı kadar popüler değildir, fakat kafe ve mağaza gibi halka açık yerlerde çoğunlukla Powermat tercih edilir. Aralarındaki rekabet hâlen sürse de, günümüzde neredeyse tüm telefon ve powerbank üreticileri Qi Standartı kullanıyor. Yavaş yavaş otomobil firmalarının da bu yola girmesiyle, görüldüğü kadarıyla onlar da Qi Standartını çoğunlukla tercih ediyor.
Peki dezavantaj ve avantajları nelerdir?
Avantajlarından başlayacak olursak; vücudumuzda manyetik alanı dönüştürecek bir bobin olmadığı için elektriğe maruz kalmıyoruz, kablolarla uğraşmadan sistemin olduğu her yerde yakın temas sayesinde şarj edebiliyoruz. Bu da USB’nin sonu demek oluyor. Dezavantajları ise; kablolu kadar hızlı şarj etmiyor. Neredeyse beşte biri kadar hızla şarj ediyor. Maliyeti de daha fazla, cihazda manyetik etkiyi iletecek bir yapının olması gerekiyor.
Nikola Tesla’nın en büyük hayali olan kablosuz şarj halen geliştirilme aşamasında olmasına rağmen hayatımıza girmiş bulunmakta. Kısa bir zaman içinde eksiklikleri en aza indirmiş halde daha çok karşımıza çıkacağına ve hayatımızın pratikleşeceğine inanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızdan sitemiz değil tamamen siz sorumlusunuz bunu asla unutmayın. Kimsesinin hakkında yalan yanlış bilgiler vermeyin, küfür etmeyin aşağılaşmayın, Zaten ben onları yayınlamam. Ama saklı tutarım herhangi bir yasal çerçevede kullanılması amaçlı... Ha bi de reklam yapmayın gözünüzü seveyim ....
Sevgilerle iyi yorumlar...